Salı, Nisan 19, 2016

TÜRKİYE İSRAİL İLİŞKİLERİ

TÜRKİYE İSRAİL İLİŞKİLERİ
19 Nisan 2016 Salı Saat 11:17
Türkiye, 2010'daki Mavi Marmara katliamı sonrası İsrail ile ilişkileri dondurmuştu. Bunu yaparken de 3 şart öne sürmüştü. Özür-tazminat-abluka. Bu üç şart yerine getirilmeden de İsrail ile ilişkilerin normale dönmeyeceğini açıklamıştı. Şimdi bu ilişkilerin normale dönmesi için görüşmeler yapılıyor. Görüşmeler henüz tamamlanmadı ama sonuna yaklaşıldığı anlaşılıyor.
Görüşmelerden sızan bilgilere göre de Türkiye'nin şartları bütünüyle kabul edilmiş görünüyor. Açıklandığı ve anlaşma imzalandığı zaman bunu net olarak göreceğiz. 2013'te İsrail Başbakanı Netanyahu özür diledi. Bugün gelinen noktada Mavi Marmara katliamından dolayı 20 milyon Dolar tazminat ödemeyi kabul etti.
Gazze'ye yönelik abluka konusunda ise Türk gemilerinin Gazze limanına giriş-çıkışına izin verilecek. Özetle, İsrail kırıp-döktü sonrasında ise Türkiye'nin dediği 3 şartı yerine getirerek, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için gerekenleri yapacağını görüşmelerde kabul etmiş gözüküyor. 
Çünkü, Türkiye'nin birilerinin dediği ve yazdığı gibi Ortadoğu'da İsrail'e ihtiyacı yok, aksine İsrail'in o coğrafyada Türkiye'ye ihtiyacı var. 
  
Bunun karşılığında Türkiye, Filistin davasını bir kenara mı bırakıyor? Kesinlikle hayır. Zaten Türkiye'yi İsrail'le bu noktaya getiren gelişmeler, Filistin meselesi içindi. Mavi Marmara, Filistin'in sesini duyurmak için gitti. Sonrasındaki katliamla ilişkiler bozulurken, Türkiye'nin öne sürdüğü 3 şarttan biri de Gazze içindi.
Bir de şu var, 2010 öncesi Türkiye, Filistin meselesine duyarsız mıydı ki de şimdi İsrail ile ilişkiler düzelince Filistin'e sırt çevirsin? Böyle bir durum asla söz konusu değil. Aksine diplomatik ilişkilerin düzelmesiyle Türkiye'nin Filistin için daha da kritik adımlar atmasını sağlayacaktır. Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkilerin düzelmesiyle doğal gaz konusunda da Türkiye'nin elindeki alternatiflerin artacağı gerçeği ortadadır. Çünkü Türkiye enerji konusunda sadece Rusya ve başka ülkelere bağımlı kalmak yerine sepetini genişletmek ve değişik alternatiflerle enerji bağımlılığını çeşitlendirmek istemektedir, bu akıllı bir yoldur da aynı zamanda. 
İşin bu kısmında da Türkiye'nin İsrail için vazgeçilmez olduğu ortaya çıkıyor. İsrail bir işgal devletidir ve işlediği işgal ve savaş suçlarından dolayı bugüne kadar hiç kimseden özür bile dilememiştir. Çünkü dilerse yaptığı işgali kabul etmiş hissedecektir. Bu nedenle 1967'de ABD gemisini batırırken bile konuyu ört bas etmesini bilen bir İsrail var karşımızda. Ancak Mavi Marmara sonrası "biz sonuna kadar haklıydık" diyen İsrail, bugün özür de dahil olmak üzere Türkiye'nin tüm şartlarını kabul ediyorsa o zaman şunu görmek lazım, bu meselede kim kimin kapısına gelmiş, kimin kime daha çok ihtiyacı varmış, manzara gayet açık ve ortada duruyor.
Ayrıca İstanbul'da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısının hemen öncesinde bu görüşmelerin sonuna gelinmesi ve İslam ordusunun kuruluş aşamasında sonuna gelindiği bir dönemde İsrail'in Türkiye'nin bütün şartlarını yerine getirmeyi kabul etmesi de ayrıca düşünülmesi gereken bir konudur.
Yarın İslam Ordusu kurulduğu zaman hem herhangi bir İslam ülkesinde işgal, terörist hareketler ve benzeri saldırılarda bu islam ordusu ve yapılan anlaşmalarla herhangi bir islam ülkesine saldırı veya işgal durumunda bu ordu direkt olarak müdahale edecek ve İslam ülkesinin kurtarılması da İslam ordusunun kuruluş amaçları arasında yer almaktadır. 
Yani İsrail bundan sonra herhangi bir İslam ülkesine saldıramayacak, aksine işgal ettiği Filistin topraklarından da geri çekilmeye zorlanacaktır.
O günlerin yaklaştığını da burada belirtmek istiyorum.
Gelecek günler güzel gelişmelere gebedir biline...

Hiç yorum yok: