Salı, Nisan 19, 2016

TORBA YASA, İŞSİZ EVLAT VERGİSİ

TORBA YASA, İŞSİZ EVLAT VERGİSİ
20 Nisan 2016 Çarşamba Saat 16:07
Kamuoyunda 'işsiz evlat vergisi' olarak tartışılan sorun, Meclis'teki torba yasa ile çözülüyor. 25 yaşına kadar olan ve GSS prim borcu bulunan 3.5 milyon gence af geliyor. Devlet, 3.6 milyar liralık alacağının tahsilatından vazgeçiyor.
Meclis Genel Kurulunda temel kanun olarak görüşülen yasa tasarısının 1. bölümünde 16 madde yer alıyor. Bu maddeler arasında zorunlu trafik sigortası, kanal İstanbul ve su yolları düzenlemesi, işverenlere prim desteği, turizm işletmelerine borç desteği gibi günümüzde sorun teşkil eden hususlar da var. 
Bu yasalar arasında en önemlisi de sosyal yardım fonundan yardım alanların istihdam edilmesi halinde istihdam eden işverenlere verilecek desteklerdir. Bu husus epey geç kalınmış ama farkına varılarak düzeltilmiş bir husustur. 
Meclis de görüşülen yeni torba yasasında aşağıdaki bazı hususlara çözüm getiriliyor:

1-"Zorunlu trafik sigortası, Diyarbakır'ın Sur ilçesinin yeniden inşası, 'Kanal İstanbul', 25 yaşa kadar genel sağlık sigortası primlerinin silinmesi, 15 bin polis alınması ve terörizmin finansmanıyla" ilgili konularda düzenlemeler içeren "torba kanun" tasarısının 1. bölümü, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Kabul edilen maddelere göre, zorunlu trafik sigortası uyuşmazlıklarının daha hızlı çözülmesi için düzenleme yapılıyor. Bu çerçevede, zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortası için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunacak. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde zarar gören dava açabilecek veya tahkime başvurabilecek.

Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren, 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödeyecek.

2-Tasarıyla, "Kanal İstanbul" ve diğer su yolları için yasal düzenleme getiriliyor. Tasarıyla ilgili kanunda "su yolu" tanımı yapılarak, su yollarına kanuni statü kazandırılıyor. "İmar planı kararıyla yapay olarak oluşturulan ve deniz araçlarıyla ulaşımın sağlandığı su geçidi", su yolu olarak tanımlanıyor.
Yapılacak su yoluna isabet eden Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsaları, kamu gereksinimi ve kamu yararı nedeniyle belediye ile özel idarelerce satılamayacak başka bir maksat için kullanılamayacak. İnşa edilecek otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol ve su yolu yapımı, düzenleme ortaklık payından karşılanacak.
3- Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca riskli alan, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı, yenileme alanı olarak belirlenen alanlarda bulunan yapılardan, yapı ruhsatiyesi veya yapı kullanma izni bulunmayan yapılara, dönüşüm ve yenileme uygulamalarına muvafakat verilmesi koşuluyla geçici olarak elektrik, su, doğalgaz bağlantısı ve aboneliği yapılacak. Ancak bu yapılara geçici olarak elektrik, su ve doğa gaz bağlantısı yapılması, herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmeyecek. Geçici abonelik süresi 5 yılı geçemeyecek.

4-İşverenlere sigorta primi desteği
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca belirlenen sosyal yardımlardan yararlanan kişileri istihdam eden işverenlere sigorta primi desteği verilecek.

Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsizler arasında olması kaydıyla, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulunca belirlenen nakdi düzenli sosyal yardım alanların özel sektörde işe girmeleri halinde, sigorta primlerinin işveren hisselerine ait tutarı işe başladığı tarihten itibaren bir yıl süreyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca karşılanacak. Çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler, bir yıl süreyle bu destekten yararlanamayacak. Destekten yersiz faydalanıldığının belirlenmesi durumunda, faydalanılan teşvik tutarı gecikme cezası ve zammıyla birlikte işverenden tahsil edilecek.

5-Turizm işletmelerinin borçları ertelenecek

Üzerinde konaklama amaçlı turizm tesisleri yapılmak üzere kamu arazisi tahsis edilen belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden, irtifak hakkı tesis edilip edilmediğine veya kullanma izni verilip verilmediğine bakılmaksızın 2016 yılı için tahsil edilmesi gereken kira, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni bedelleri ile hasılat paylarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesisleri tarafından Hazine taşınmazlarının izinsiz kullanımlarından dolayı tahsil edilmesi gereken ecrimisillerin ödeme süreleri bir yıl ertelenecek.

TÜRKİYE İSRAİL İLİŞKİLERİ

TÜRKİYE İSRAİL İLİŞKİLERİ
19 Nisan 2016 Salı Saat 11:17
Türkiye, 2010'daki Mavi Marmara katliamı sonrası İsrail ile ilişkileri dondurmuştu. Bunu yaparken de 3 şart öne sürmüştü. Özür-tazminat-abluka. Bu üç şart yerine getirilmeden de İsrail ile ilişkilerin normale dönmeyeceğini açıklamıştı. Şimdi bu ilişkilerin normale dönmesi için görüşmeler yapılıyor. Görüşmeler henüz tamamlanmadı ama sonuna yaklaşıldığı anlaşılıyor.
Görüşmelerden sızan bilgilere göre de Türkiye'nin şartları bütünüyle kabul edilmiş görünüyor. Açıklandığı ve anlaşma imzalandığı zaman bunu net olarak göreceğiz. 2013'te İsrail Başbakanı Netanyahu özür diledi. Bugün gelinen noktada Mavi Marmara katliamından dolayı 20 milyon Dolar tazminat ödemeyi kabul etti.
Gazze'ye yönelik abluka konusunda ise Türk gemilerinin Gazze limanına giriş-çıkışına izin verilecek. Özetle, İsrail kırıp-döktü sonrasında ise Türkiye'nin dediği 3 şartı yerine getirerek, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için gerekenleri yapacağını görüşmelerde kabul etmiş gözüküyor. 
Çünkü, Türkiye'nin birilerinin dediği ve yazdığı gibi Ortadoğu'da İsrail'e ihtiyacı yok, aksine İsrail'in o coğrafyada Türkiye'ye ihtiyacı var. 
  
Bunun karşılığında Türkiye, Filistin davasını bir kenara mı bırakıyor? Kesinlikle hayır. Zaten Türkiye'yi İsrail'le bu noktaya getiren gelişmeler, Filistin meselesi içindi. Mavi Marmara, Filistin'in sesini duyurmak için gitti. Sonrasındaki katliamla ilişkiler bozulurken, Türkiye'nin öne sürdüğü 3 şarttan biri de Gazze içindi.
Bir de şu var, 2010 öncesi Türkiye, Filistin meselesine duyarsız mıydı ki de şimdi İsrail ile ilişkiler düzelince Filistin'e sırt çevirsin? Böyle bir durum asla söz konusu değil. Aksine diplomatik ilişkilerin düzelmesiyle Türkiye'nin Filistin için daha da kritik adımlar atmasını sağlayacaktır. Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkilerin düzelmesiyle doğal gaz konusunda da Türkiye'nin elindeki alternatiflerin artacağı gerçeği ortadadır. Çünkü Türkiye enerji konusunda sadece Rusya ve başka ülkelere bağımlı kalmak yerine sepetini genişletmek ve değişik alternatiflerle enerji bağımlılığını çeşitlendirmek istemektedir, bu akıllı bir yoldur da aynı zamanda. 
İşin bu kısmında da Türkiye'nin İsrail için vazgeçilmez olduğu ortaya çıkıyor. İsrail bir işgal devletidir ve işlediği işgal ve savaş suçlarından dolayı bugüne kadar hiç kimseden özür bile dilememiştir. Çünkü dilerse yaptığı işgali kabul etmiş hissedecektir. Bu nedenle 1967'de ABD gemisini batırırken bile konuyu ört bas etmesini bilen bir İsrail var karşımızda. Ancak Mavi Marmara sonrası "biz sonuna kadar haklıydık" diyen İsrail, bugün özür de dahil olmak üzere Türkiye'nin tüm şartlarını kabul ediyorsa o zaman şunu görmek lazım, bu meselede kim kimin kapısına gelmiş, kimin kime daha çok ihtiyacı varmış, manzara gayet açık ve ortada duruyor.
Ayrıca İstanbul'da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısının hemen öncesinde bu görüşmelerin sonuna gelinmesi ve İslam ordusunun kuruluş aşamasında sonuna gelindiği bir dönemde İsrail'in Türkiye'nin bütün şartlarını yerine getirmeyi kabul etmesi de ayrıca düşünülmesi gereken bir konudur.
Yarın İslam Ordusu kurulduğu zaman hem herhangi bir İslam ülkesinde işgal, terörist hareketler ve benzeri saldırılarda bu islam ordusu ve yapılan anlaşmalarla herhangi bir islam ülkesine saldırı veya işgal durumunda bu ordu direkt olarak müdahale edecek ve İslam ülkesinin kurtarılması da İslam ordusunun kuruluş amaçları arasında yer almaktadır. 
Yani İsrail bundan sonra herhangi bir İslam ülkesine saldıramayacak, aksine işgal ettiği Filistin topraklarından da geri çekilmeye zorlanacaktır.
O günlerin yaklaştığını da burada belirtmek istiyorum.
Gelecek günler güzel gelişmelere gebedir biline...